, , , , , , , , , ,

As! Kız'dan_Edward Fallon / Linger by Ölüm Vahşi Bir Gecedir NO.1_Yorumu

Okurken insanın midesine oturan kitaplar vardır ya hani, şöyle öküzler sürüsü oturur da bir daha kalkmak bilmez. İşte bu kitapta onlardan biri.

Geçen hafta sevgili ikizim Serpil (Rüya KIZ) kitabın tanıtımını bu ekranlardan geçmişti. Aklımda hemen okumak yoktu ama Tanıtımı görünce - bknz burada Kitap TANITIM: Edward Fallon // Lınger;1 Ölüm Vahşi Bir Gecedir  - malum meraklı ben öncelik tanıyıp hemen kitaba başladım. Yüz puan bana gelsin.
 Konu polisiye / gerilim olunca evet ben çok seçici olurum. İsterim ki okuduğum bu tür beni kitaba bağlasın, merak ettirsin, heyecanlandrısın, sayfalar su gibi akıp gitsin, yer yer isyan ettirip hüznü de beraberinde getirsin. Ve evet iyi bildiniz bu kitap tam olarak bu tanımların hepsine uyan bir kitaptı. Ne mutlu bana <3

Kitapta bahsedilecek o kadar çok şey var ki. Ve siz hangisinden bahsedeceksin diye soracak olursanız ben ilk olarak uzun uzun Christopher'dan bahsetmek istiyorum derim. 

11 yaşında kör bir çocuk düşünün. O kadar acı çekmiş ki o acılar onu olgunlaştırmış, korkusuz bir çocuk haline getirmiş. Wetson'nun da dediği gibi küçücük yaşta adam olmuş. Yaşadığı trajedinin ardından herkesi katleden canavarın peşine düşmekle işe koyulur minnak Chris'imiz.  Tabi önce ona yardım edecek olan kişileri bir araya toplamak önceliğidir.  Psişik güçlere sahip olan Chris, canavar olarak adlandırdığı kötü adamın (kadında olabilir henüz bilinmiyor) kurbanlarından olan bir başka acılı adam Wetson'nun peşine düşer. Wetson'nın eşi ve 2 çocuğuda canavar tarafından katledilerek öldürülmüştür.
Bir akşam Tv'de gördüğü Chris ile beyaz ekranda göz göze geldikleri anda Wetson ekrana kilitlenir. İçindeki his Chris'i bulması ve ona yardım etmesi gerektiğini söyler. Ve işte Chris ile tanışmalarına ve olayları araştırmalarına böylelikle start verir. 

Tabi bazı şeyleri kabullenmek Wetson içinde zor oldu ama kabulleniş er geç olması gerekendi, bir yanı bırakıp kaçmak istesede, yardım isteyen en nihayetinde kör yapayalnız bir çocuktan bahsediyoruz. Chris ve Wetson canavarın peşine takılırlar. Bu yüzden canavarın işlediği cinayetlerin olduğu mekanlara sonradan keşfe çıkarlar. Chris orada yaşanan her şeyi hisseder eline boş kağıt ve kalem alan Wetson'da onun hissetiği her şeyi resme döker. Bu nasıl olur diye sormayın zira Wetson bile "bir cevabım yok, ben normalde çöp adam bile çizemem" ile cevap verir.

Chris ve Wetson canavarın ardında bıraktığı cinayetleri psişik güçle çözmeye çalışırlarken Kaliforniya'da başkomiser olan Kate'i zor bir görev beklemektedir. İlk cinayet soruşturmasında çuvallamak (aha çok poliscilik oldu bu ama öyle) üzeredir. Bir aile katledilmiştir ve cinayet şekli canavarın öldürme şekliyle benzerlil göstermektedir. Chris ve Wetson rotalarını Kaliforniya'ya çevirirler ve Kate'ile bir şekilde - ki bence çok hoş olmayan bir şekilde - karşılaşırlar.

Wetson 48 saatlik göz altına alınır, Chris'de pedegogların gözetim altına girer. Aslında burada Chris'in istediği tek şey Kate ile karşı karşıya gelmektir. Zira oda Wetson ve kendisi gibi canavardan nasibini almış biridir ve Kate'in de onlara katılmasını ister. Tabi bunun için önce Kate'i ikna etmek gerekmektedir. Kate'in psişik gücü ise Chris'in hissetiklerini birebir yaşamasıdır. Yani biri öldürülüyorsa oda o anda orada bulunabiliyor  (nasıl ekşinlı değil mi) .

Kitabın içindeki detaylar o kadar önemli ve anlamlı ki. Yoruma nasıl dökülür bilemiyorum. Mesela Chris'in elinde ki albüm, Lucy'nin albümü <3 peki ya ona ne oldu? Lucy nerede? Bu sorunun cevabı kitabın sonunda bomba etkisi yaratıyor. Şahsen bende yaşattı. Abartmıyorum bir saat kendime gelemedim.

Hala da kitabın etkisindeyim, çıkamadım. Başka bir kitaba başladım ama cıks olmadı. Chris ve yaşadığı acı, Wetson ve yaşadığı acı, gerçekmişcesine üzerimden o acıları atamadım. İçim rahat ki bu sadece bir kitap :( ya gerçek olsaydı düşüncesi içimi biraz da olsa rahatlatıyor.

Kitap kurgusal olarak harikaydı. 
"Sizi sıkmadan, daraltmadan ve gereksiz detaylara girmeden, he bir de tabi biraz daha meraktan kıvranın diye canavarı sonraki kitaplara sakladım eyy okur, onları da merakla bekleyin ve okuyun" diyerek bittirdi yazarımız..

Tek umudum yayınevinin elini çabuk tutup serinin diğer kitaplarını erkenden çıkarması. Yoksa benim saçlar meraktan erken yaşta ağaracak -,-


Bknz: Serinin diğer bebekleri.. Kapaklar şahane <3


İşte En'bi en'lerim <3 
En sevdiğim: Christopher <3 Anası olmaya meilliyim <3 
En sevdiğim an: Christopher'in geçmişi anlattığı an <3 
En sevmediğim: Kate'in babası -,- 
En merak ettiğim: Canavar !!!!!!!! ve Lucy <3  
 
En sevdiğim alıntı
"Seninle iletişime geçti mi?"
"Her zaman ki yoluyla evet. Bu sefer dediklerini net bir şekilde anlayabiliyordum."
"Ne dedi?"
Weston, Christopher'a bakıp bakışlarını tekrar Kate'e çevirdi. "Dört kelime. Hayatımın sonuna kadar benimle kalacak olan dört kelime."
"Neydiler?"
"Aileni kimin öldürdüğünü biliyorum?"

Devamı sabırsızlıkla beklenen bir kitap ile sizlerle oldum dostlar. 

Tavsiye kısmında gözüm kapalı tavsiye edebileceğim ender kitaplardan oldu kendisi. Merak insanı içten içe  kemiren bir duygudur ya hani işte bu kitabı okurken tüm o hissiyattı yaşatıyor insana.  
Alın ve okuyun Chris'in acılarına sizlerde ortak olun <3 

Kitapsız bir tek günümüzün dahi geçmemesi dileğiyle.. Sevgilerle Asi