Tarihi aşk romanları denince
benim gözümde akan sular durur. Bir de AS olan yazarlarım vardır benim...
Ve işte bunlardan bir tanesi de
JULİE GARWOOD olur...
Uzun zamandır kendisinden alamadığım tadı "EN GÜZEL HEDİYEM" kitabından aldığım gerçeği var...
Çok ama çooook eğlenceliydi. Bu yazarın en sevdiğim yanlarından birisi de karakterlerin birbirleri ile olan dialoğlarında okuyucuyu sıkmayan, gülerken gözlerinden yaş boşaltması ve bir sonraki sayfayı heyecanla açtırtmasıdır.
Bu kitapta en güzel örneği olsa gerek....
Ki bu serinin ilk kitabı değilde ikinci kitabı ile yıldızım pek barışmadı :( okurken ya haliyeti ruhuyem yerinde değildi yada bu kitabın karakterlerinde kıkır kıkır gülmek olmadığı için daha bi çok sevdim..
SIKIIIIII DURUUUUUNNN !!!! İtirafım geliyor tam bu kısımda !!!!!
İkinci kitabın kikirdek Caıne'ne AŞIK oldum bu kitapta <3 <3 <3
Sen nasıl bir şey oldun yaaaa :) klasik JG erkeği diyeceğim ama dolu dolu kendi kitabını okurken sevememiştim kendisini pek. Sanırım Jade'miz kökünden değiştirmiş adamı :D JG dan bir klasık daha işte :) Yazarın hatunlarında da iş var hani :))
Neyse sevgili kitap canavarları konudan sapmayalım ve hemen yorumuma geçeyim.....
___Geleceğin St. James Markisi Nathan,henüz on dört yaşındayken Winchester klanının en güzel kızı Sara ile kral tarafından anlaşmalı evlilik yapar... Gelinini daha önce görme isteği duymayan Nathan, karşısında Sara'yı görünce kısa süreli bir ŞOK yaşar...
Dört yaşındaki gelinine verebileceği tek sözü verir...
"Babamın beni dövmesine izin verme," diye fısıldar. "Vermem," diye karşılık verir Nathan...
Ve aradan geçen on iki yıl boyunca birbirlerini bir daha görmezler...
Sara, Nathan'ın kendisini almaya geleceği günü bekler. Ama gönderdiği mektupların hiç birine cevap alamayan Sara'nın başı babası ve amcası ile beladadır. Kralın ödül olarak verdiği araziyi St. James'lere kaptımak istemeyen baba kızının evlilik anlaşmasını iptal ettirmeye çalışmaktadır.
___Ve Sara da plan yapar...
Teyzesi Nora'yı da alarak İngiltere'den kaçma planları yapar. Her şey hazırdır. Ayarladığı gemiye bine bilmek için evden çıkmanın yolunu arar ve kendini camdan sarkarken bulur...
İşte tam bu sırada da Nathan gelinini kaçırmak için geri gelmiştir. Karşılaştığı manzara kendisini şok etsede, ekmeğine bal sürülmüş gibi hisseder... :D
Kendi iradesiyle camdan kendi gemisine kaçan Sara'yı sadece takip etmesi yeterlidir...
:D :D :D :D :D bu kısımları anlatmakla olmaz çooook ciddiyim :) okumgerek, okurken gülmek gerek... Gemiye kadar gideceği yolda yaşanılanları okurken Caıne gibi kıkır kıkır gülmek garanti..
Ben bir çok kez Talha Leta'yı uyandırdım o kısımları okurken :D
Sara'nın kocasını tanımaması ve Nathan'ın kendisini tanıtmaya çabası "siiiizzzz nasııııılll birrrr şeeeeysiiinniiiizzz" diye böğürtüyor :)))
Ve ilerleyen sayfalar Sara'nın babasının Nathan'a attığı iftiraları ve suçun Sara da kalmamasını temize nasıl çıkarırız diye çabalamakla devam ediyor...
___Güven azizim başka bir şey :)
Kitabın her karakterini ayrı ayrı seveceksiniz bu kısmı kesin. Seri dört kitaplık bir seri ve ilk üç kitabı da yayınlanmış bulunmakta. Geriye bir tek Colin'in hikayesi kalıyor,ki kendisi aksak prensimiz olur...
Yayınevinin çok fazla uzatmayacağını düşünmek hayalperestlik olmaz diye tahmin ediyorum,zira son bir kitapçık dediğiniz nedir ki :)))
Crown's Spies serisi tarihi aşk romanı seven herkesin okuması gereken bir seri...
Kesinlikle tavsiye edilir efendim :)
İlk Kitap;
İkinci kitap;
Üçüncü Kitap;
Kitaptan tek sayfalık alıntıya ne dersiniz?
Tekrar görüşmek üzere bolcaaaaa kitap okumalar herkese :)
