Herkese Merhaba🙋
Çok uzun zamandır blogu boşladığımızın farkındayım ve bu yüzden en çok hakeden kitapla geri döndüm 🎉🎉🎉
J.S. MONROE / BENİ BUL
Onlar Bulmadan Önce
Jar, Rosa'nın cenaze töreninin üzerinden beş yıl geçmiş olmasına rağmen, baktığı her yerde onu görmeye alışmıştır. Başlarda aklını kaçırdığını düşünür çünkü Rosa'yı görmesinin dışında bir de takip edildiği hisseder. Kayıp sonrası halüsinasyonlar ve bitmek bilmeyen sorulara cevap arayışları artık Jar'ı tüketmeye başlar ve bu soruların en önemlisi "beş yıldır neden hala cesedini bulamadılar". Biz de en çok bunu merak ediyoruz, "işte bu yüzden" dediğimiz her satırda elimiz boş dönüyor ve bir sonraki sayfaların heyecanından yeni teoriler üretmeye devam ediyoruz. Aslında bilinmezlikle okumak daha bir keyifli, üstelik sayfaları okurken gözünde canlandırabiliyorsan kitap olmuştur arkadaşlar, fazla söze gerek yok.
Zaten geride, halası Amy ve aklını, öğrenilmiş çaresizlik deneyleri ile bozan eniştesi Martin den başkasını bırakmaz. Tüm bunlar Jar ile tanışmadan bir yıl önce olmuştur.
Şimdi ya Jar'ı seçecek ya da yeni hayatına devam edecektir.
Martin ve Amy'nin kavgasının üzerine evden Rıhtıma doğru yuruyecegine dair not bırakır ve bir daha da geri dönmez. İntihara meilli olan Rosa'nın amacına ulaştığı düşünülür.
Yıl 2017... Amy, Martin'in bilgisayarında "Rosa'nın Günlüğü" adlı bir dosya bulmuştur. Şimdi, polis görünümlü kişiler Martin'in bilgisayarında bulunan günlüğün peşine düşmüştür. Sözde polis, Martin'in hayvanlar üzerinde uyguladığı bilimsel deneylerin peşinde olduğunu söylesede bu hiç kimseye inandırıcı gelmez (banada gelmedi zaten).
Jar, günlükte bulduğu ipuçlarından yola çıkarak Rosa'ın kimlerin elinde tutulduğunu araştırmaya başlar.(Tabi gerçekten yaşıyorsa). Cevabını aradığı ilk soru: Martin'in bilgisayarında neden Rosa'nın günlüğünün olduğudur.
Kitabın konusu çok yoğun, olaylar birbirine zincirleme bağlı ve aslında bu yüzden bir türlü sonuca ulaşamıyoruz.
Hayattan beklentiniz kalmayınca vereceğiniz kararlar sizi ne kadar doğru yola döndürür? Ya da tam mutlu olduğunuzu düşündüğünüz ve hayatınızın aşkını bulduğunuzu keşfettiğiniz de yinede daha önce verdiğiniz karara sadık kalırmısıniz?
Peki ya Jar'ın yerinde olsanız? İşte ona söylecek söz bulamıyorum.
Malesef yazarın yayınlanmış başka kitabını bulamadım. Yazık olmuş çünkü kelimelerle oynayarak bizi ters köşeye yatırmayı becebilen bir yazar...
KESİNLİKLE TAVSİYE EDERİM.
ARKA KAPAK
Dünya yörüngesinden çıkarsa gideceğimi söylediğim yerde benimle buluş.
O yeri hatırlıyor musun Jar?
Adını buraya yazma riskini göze alamam.
Rosa, tam beş yıl önce karanlık bir gecede iskelenin en uç noktasına doğru yürüdü.
Rosa, tam beş yıl önce karanlık bir gecede iskelenin en uç noktasına doğru yürüdü.
Bir süre, girdap yapan derin suları izledi. Sonra da kendini o derinliğe bıraktı. Umut vadeden bir Cambridge öğrencisiydi. Babasını kısa süre önce kaybetmişti. Ölümü trajikti ama beklenmedik değildi.
Yetkililer Rosa’nın intihar ettiğine karar verdiler. Ancak Rosa’nın erkek arkadaşı Jar, buna inanmıyordu. Yıllar boyunca her yerde onu gördü –istasyonda beklerken önünden geçen trenin cam kenarı koltuklarından birinde, yürüyüş yaptığı parktaki bir bankın üzerinde… Gittiği her yerde yanındaydı Rosa. Aradan geçen yıllar Jar’ı, Rosa’nın ölmediğini kanıtlamak konusunda neredeyse takıntılı birine dönüştürdü. Herkes onun paranoyak olduğunu düşünüyordu. Ta ki bir gün Jar, Rosa’nın adresinden gönderilen o e-postayı alana dek:
Beni bul, Jar. Beni bul, onlar bulmadan önce…
SATIN ALMAK İSTERSENİZ
Bir sonraki yorumda görüşmek üzere ✋