, , , , , , , ,

As!'den__Julie Plec & The Originals Anlatılmamış Hikaye - Yükseliş_Yorumu

Selam gençlik yine ben geldim, hani şu  ikizlerin en bi sevdiğiniz kitap kurdu ve Kore aşığı As! olan :)

 
Bu sefer karşınıza dizisini soluksuz izlediğim (yanlış anlaşılmasın dizi Kore'den değil tamamen Hollywood'un bağrından geliyor) Köken Vampirlerim The Orginals'in kitap yorumuyla geldim. Emin olun ki kitabı da dizi kadar soluksuz okundu.


 Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? sorusuna rakip bir soru varsa o da Klaus'u mu daha çok seviyorsun Elijah'ı mı?  sorusudur. Diziyi izlediğimde bazen dakikalarca bu soruyu kendisme soruyorum ve cevabım hep aynı noktaya çıkıyor. İkisinide !!!! Değişmiyor, Klaus'un o vurdumduymaz halleri, Elijah'ın ailesini koruması adına yaptıkları. Biri tam ruhumdaki adam diğeriyse annemin istediği evimin direği olacak damat profil. Ben hangisini seçersem seçeyim gelenin gideni de aratmayacağı kesin.


Şimdi 100 puanlık soruyu soru / Kitap mı daha güzel dizi mi? 


Cevabım politikacıları bile kıskandıracak şekilde politik olabilir ama - Diziyi görselliğiyle,  Klaus ve Elijah'ı yüz mimikleri hal ve hareketleriyle izlemek muazzam, ama. Ama kitap içerisinde olayların 1722'sinin New Orleans'ında geçmesi, at arabaları, balolar, şatolar ve az biraz historical havasınu koklamak sanırım bir tık daha beni etkileyen kısım olmuş olabilir.  

Balo demişken :)

Kitabın içeriğini 4.kişi anlatıyor aha o kişi ben oluyorum.
 
Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson kardeşler, kitapta her bölümde kendi olaylarını anlatıyorlar. Ana temamız belli, onları yok etmeye yetmiş etmiş baba Mikaelson'dan olabildiğince kaçmak ve kendilerine güvenli bir mekan bulmak.  Son durakları olan New Orleans'da cirit atan kurt adamlar ve cadılar Mikaelson ailesini burada istememektedirler. Zira Mikaelson'lara bir şey olmaz, neden mi? Çünlü onlar Mikeal'dan olma Köken Vampir Elijah, Rebekah, Finn, Kol (her ne kadar tabutta uyur vaziyette de olsalar) ve annelerinden olma piç yarı kurt ve ölümsüz vampir Niklaus'dur. Ve onlar sadece bela olan yere bela getirirler.

Allahını seven defansa gelsin de bana yardım etsin.. Resmen kendimi Mikaelson kadeşlere adayasım var. Hepsiyle tek tek konuşup Güzin abla modunda teselli edesim var.

Öhüm, öhüm; Elijah'ın "Ne dilediğine dikkat et Klaus" cümlesini birde benim için dediğini duyar gibiyim  ^_^

 Gel gelelim kitabın içeriğine. Ve tabi öncelikle gönlümün efendisi yarı kurt adamım ölümsüz vampirim Niklaus yanı nam-ı dğer Klaus'a.

Te ilk bölümde sıkıcı mı sıkıcı bir baloda karşılaştığı Vivianne, Kalus'un aklını bir güzel başından alır. Elijah'ın "belayı Klaus'tan başka bir yerde arayarak neden vakit kaybetmiştim ki sanki?"  söylemini tam olarak layıkıyla bu esanada yerine getirir ve olmaması gereken şeyi yapıyor, gıcık kız Vivianne'nin peşine takılıyor -,-  Ona olan sınırsız aşkını kanıtlamaya çalışırken, Vivianne cadısı Klaus'a ihanet etmesiyle her şey altüst olur.  Adamım çok pis aşık oldu ama yaaaa.. Yakar yıkarım ortalığı, anlaşmayı bozar tüm kurt adamları cehenneme yollarım (yolla bee,  sana işler mi hiç anlaşmalar falan) dediysede Vivianne'a dinletemedi yedi ihanetin tekmesini. 

Bi ara omuzlarından tutup silkelemek, sen Klaus'sun ölümsüz adamın tekisin, nedir bu aşk acısı hallerin, hem, hem sana kız mı yok, burda kapı gibi ben varım, ben yoksam Caroline var demek istedim :P

Hee şöyle bi silkelen bi kendine gel !!!!  Sen ölümsüzsün adamım, aşk seni öldürmez

Bu arada Caroline demişken, kendisine de ayrıca bir başka severim. 
Hele bu ikisini yan yana bir bAŞKa severim  

 Kitapta kendisini okumak inanılmaz güzeldi, izlemekte bir başka ama okumak beynimde oluşturduğum yer mekan ve olaylar silsilesi çokça gerçekçiydi. Dedim ya 4.kişi olarak ben anlattım kitabı diye, cidden öyle oldu şaka değil. O yaşadığı şok, aşk acısı, kızğınlık - ki bir adama kızmak nasıl bukadar çok yakışır hala çözebilmiş değilim - hepsini bende birebir yaşadım. 

Ve sıra geldi, tartışmasız tüm kurallarımı alt üst eden adama. Ben ki höt höt kötü çocuk severim, mutlu aile tablosuyla ortalığı sakinleştiren, sakin adam profilindense hiç haz etmem, ama sen ! sen var ya sen hepsini tüm o kurallarımı bir çırpıda çöpe attın.

Offf adamı gördüğümde söylediğim tek şey "Lanet olsun sana Elijah!"


Elijah'ım tatlı ponçikim benim. Söyler misiniz bana, bir abi nasıl bu kadar düşünceli, seksi, yakışıklı, ailesini düşünen üstüne tüm savaşçı ruhuyla savaşan tüm bunları yaparkende karizmanın anasını ağlatan bir adam olabilir? 

Bunları tüm iyi niyetimle evde iki abisi olan bir kız olarak soruyorum. Sevgili anne ve baba bu konuda ciddi itirazlarım var bilginiz.

 Kitapta bir kısım var okuyanlar bilir okumayanlarınsa üzgünüm çok şey kaybettiniz. Adam ailesi için güvenli yer aramaya o kadar kararlı ki onu dolunayda dönüşüme hazır kurt adamlar bile yıldırmıyor :(  Şans eseri denk geldiği Hugo Rey arsasını ve evini hiç bir şey demeden ona miras bırakınca önce şaşırır sonrada derin bir minnet duyar ve elbetteki mirası seve seve kabul eder. Tabi güvenli alan dediğin öyle ha deyince olmuyor. Ödenmesi gereken bedel, yaşanması gereken acılar vardır. İşte tüm zorlukları sırtında taşıyan yegane adam Elijah'tır <3 farkındayım çok kafiyeli oldu :)

Bu nasıl bir gülüştür. Hiç mi insafın yok senin :( Senin kalp durmuş olabilir de bizim ki hala atıyor ne hakkın var durdurmaya -,-

Kitapta okumaktan keyif aldığım en güzel bölümler, Klaus ve Elijah'ın bir araya geldikleri bölümlerdi.  Biri yaramaz çocuk diğeri uslu çocuk.

Bakın bu bakışmalar bir dramdır. Ve dramın adı Klaus ve Elijah'tır. :(


Şimdi sırada en favori kızım Rebekah var. Şaka maka dizide de,  kitaplarda da kötü adamlardan sonra ki düşmanım hep kızlar olmuştur, ama dedim ya bu kitap tüm kurallarımı altüst etti diye (ki dizide de etmişti) Rebekah'ı çok sevdim, haliyle kendisini 3.kızkardeşim olarak ilan ettim. 

Kitapta, hayali sadece ve sadece pembe panjurlu ev, evli, mutlu, olabilitesi varsa çocuklu bir yuva kurmak olan Rebekah 'ın hikayesini okuyoruz. Peki amacı Fransa ordusunu kendi saflarına çekmek olan pembe düşlü kızımız ne yaptı? Gitti de Fransa ordusunun komutanı olan adama gönlünü kaptırdı. Aaa ne güzel demeyin, nerede bir kısmetsiz kadersiz dert var gelip bulur bu kızımızı, haliyle bu aşk öyle hayırlı bir aşk değildir. Ya kıyamam kızım ben sana, şapşikim benim bir daha ki sefere inşallah diyelim, umudumuzu kesmeyelim <3 fighting ! 


Evet kitap soluksuz okunuyor dizi de ona eşlik ediyor. Yayınevi, kitabın ikincisini de çıkarmış (daha yeni yaptığım okuoku alışverişinde listeye eklemeyi unutan bir adet talihsiz benden selam olsun sizlere). Mikaelson kardeşler sevdasına sizlerde dahil olabilirsiniz, bu yüzden kesinlikle tavsiye eder sizleri "EN'lerimle baş başa bırakırım. 

En sevdiğim karakter: (en anlamsız "en" oldu sanırım bu) Tabiki Mikaelson kardeşler

En sevdiğim an: Elijah ve Klaus'un olduğu her an 

En nefret ettiğim: Vivianne varken başka birine gerek yok sanırım

En sevdiğim alıntı(larım) 
 "Sen bizim için küçük bir baraka bulmaya her zamankinden daha çok yaklaşmış olabilirsin, kardeşim. Rebekah da bize hala bir ordu toplayabilir. Ama ben bizim için bir imparatorluk kuruyorum" imza Klaus :)


************* 
"İster orduyu ele geçir, ister bu tehdidi ortadan kaldır ya da ikisini birden yap umrumda değil. Ama eline yüzüne bulaştırayım deme sakın. Sana güvenemeyeceğimi anladığım anda Kol ve Finn'in yanında tabuttaki yerini alırsın. İmza Klaus :)


Sıra 2.kitaba da gelecek elbet, ne zaman gelir ne olur ne biter bilemem ama ben 1.kitapta okuduğum bu anların keyfini bir süre daha yaşar, keyfime bakarım. 

Buyrunuz kitap tanıtımına

 
 Kitap adı:  The Originals Anlatılmamış Hikaye - Yükseliş
Orjinal Adı: The Rise (The Originals, #1)
Sayfa sayısı: 304
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: GO! Kitap 


Arka Kapak Yazısı

Aile Güçtür

Köken Vampir ailesi bin sene evvel birbirlerine bir söz verdi. Her zaman ve sonsuza dek bir arada kalacaklardı. Ama verilen sözleri tutmak ölümsüzken bile kolay değildi.

1722 yılında New Orleans'a ayak basan Köken Vampirler Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson tehlikeli geçmişlerini arkalarında bıraktıklarını zannederler. Ne var ki bölgelerini kimseyle paylaşmak istemeyen cadılar ve kurt adamlar bu kanunsuz şehirde cirit atmaktadır. Üstelik çok yakında gerçekleşmesi planlanan bir evlilikle birlikte aralarındaki ittifak sonsuza dek mühürlenecektir. Ama düşmanları birbirine düştüğünde kendilerini çok daha güvende hisseden Köken Vampirlerin şehri bu iki klana teslim etmeye hiç niyetleri yoktur. Özellikle de müstakbel gelin Vivianne'e gönlünü kaptıran Klaus'un. Elijah ailesi ile birlikte güvende olabilecekleri bir yuva aramakla, Rebekah da Fransız ordusunu kendi saflarına katmakla uğraşırken aşk sarhoşu Klaus hem kendisini hem de ailesini büyük bir tehlikeye atacak olayların içine sürüklenmektedir.  

 

Okumak İptiladır Müptelalara Selam!!! Kitapsız bir tek günümüzün dahi geçmemesi dileğiyle.. Sevgilerle As!