, , , , , , , , , , , , ,

As! Kız'dan__Jennifer McMahon & Söylemeyeceğine Söz Ver (Promise Not to Tell) Yorumu

Selam gençler ve gencecik hissedenler :) As! kız yine bir Ephesus yine bir polisiye ile sizlerin karşısında..

Not olarak belirtmek isterim ki yayınevi günümüz romantik, duygusal, dram vs. kitaplarında ne kadar başarılıysa POLİSİYE/GERİLİM de de bir o kadar başarılı olduğunu okuduğum son iki kitapla bir kez daha bana kanıtlamış oldu. 

Zira okuduğum Jennifer McMahon & Söylemeyeceğine Söz Ver kitabı uzunca bir süre hafızamda yer edinmeye kesinlikle hak kazandı. Kitap MUHTEŞEMDİ ama Del'in yaşadığı o trajediler silsilesini düşündükçe muhteşem kelimesi ne kadar doğru hiç bilmiyorum.  
 
Yazarın ilk Kayıp Kızlar Adası kıtabını okumuştum ve onuda en az bunun kadar çok sevmiştim.
-Sence seni suçluyor mudur?
-Hayır.O öldü.
-Ölüler suçlayabilir.



Del'in yani nam-ı diğer Patates kızımızın hikayesi New Canaan kasabası 1971 Nisan'nında başlıyor. Hayata 1-0 yenik başlayan Patates kız, kendisine yakın gördüğü ve şerif yardımcısı unvanını ilan ettiği Kate "Del'e göre arkadaş ama Kate göre sadece beraber okul servisine bindiği biri" ile tanışmasıyla bambaşka bir boyuta ulaşır. Sözüm ona arkadaşlıklarına abi Nicky'nin de eklenmesiyle günler epeyce eğlenceli, gizemli ve olaylı geçmek artık kaçınılmaz olmuştur.

Bu grubu uzaktan takip eden ve Del'e aşık olan Mike <3 İlk aşk kimi çok seversen sev asla unutulmaz. Hele ki onu haince öldürmüşlerde içinde bir yerlerde yer eder o aşk. :(

Del'i sessiz sakin ve uzaktan seven bu dilsiz ama kocaman kalpli adamın kağıda döktükleri <3 kalbim acıdı.. 

İşte o kağıda dökülen minnacık kısmı__ Çoğu insan Del'i benim gibi tanımıyordu. Onun sadece bir geri zekalı olduğunu düşünüyorlardı, sanırım aynısı benim içinde geçerliydi. "Bir elmanın iki yarısı." Del'e yazdığım notlarda böyle derdim. O ise bizim elmadan ziyade soğana benzediğimizi ve ikimizin de çok katmanlı olduğumuzu söylerdi. İnsanlar baktıklarında kirli dış tarafımızı görürlerdi, o kadar. Del böyle derdi. Onu gerçekten sevdim.Bütün katmanlarını. Onları soymak beni ağlatsa bile.":'(



 Bir patates, iki patates ,üç patates ,dört.. Artık senin peşinde, en iyisi kapıyı ört..


LÜTFEN kayıtlara geçsin ! Del, 16 Haziran 1971 gününde kişi ya da kişilerce hunharca öldürülmüştür. :'( (bu kısım spoiler değil zira kitap arka kapağında mevcut) Ve Kate bir şekilde de olsa Del'in ölümü için kendisini suçlamıştır. O olay sonrasında annesini de geride bırakıp uzaklara gitmeyi seçen korkağın tekidir Kate. 


Del'i çok sevdim ama Kate'den ölesiye nefret ettim.  Yaşadığı onca acıya sıkıntıya, yalnızlığa rağmen dik başlılığı taviz vermez halleriyle Del kesinlikle favorimdi. Kate için ise böyle arkadaş olmaz olsun dedim. Okulun o son günü yaptıkları aklıma geldikçe >.< Neyse ki o kara günün pişmanlığını 30 yıl boyunca her gün, her an, an be an yaşadı, biraz da olsa içimi rahat. Oh olsun ! 

2002 yılında Kate yeniden New Canaan kasabasına alzhemier olan annesini bakım evine yollamak için döner. Ve döndüğü gece, 30 yıl önce yaşanan cinayetin aynısı yaşanır. Ölen kişi de Del'in yaşlarındadır ve yıllar önce Del'e eziyet eden Ellie'nin çocuğudur.





İntikam sesleri mi duyuyoruz ne !

Bir patates, iki patates, üç patates. dört ... Uzun zaman önce burda yaşardı, ama artık yok !

 
Kate'in pişmanlığı; Hayatım boyunca, zamanı geri alıp iki anı farklı yaşamak isterdim. Zaman yolculuğu yapıp bana tıp fakültesini bıraktıran ve beni evlendiren kaderimi değiştirmek gibi bir arzum yok, ya da Jamie ile tek çocuğumuz olan bebeği aldırmamak gibi. Hayır, ne kadar tuhaf görünse de, geri dönmek istediğim olayların ikisi de 16 Haziran 1971'de, ben on yaşındayken gerçekleşti. 

Birincisi otobüs durağındaki o sabahtı. Dizlerimin üstüne çöküp ondan (Del'den) beni affetmesini isteyebilirdim. Gözünü bu hale getirenin kim olduğunu öğrenmeyi talep edip, sonra da canını acıtan her kimse ondan intikam almaya yemin edebilirdim. Geri almak istediğim ikinci an ise o günün akşamında yaşanmıştı. Bu, hala bütün kalbimle inanıyorum ki, hayatım boyunca yaptığım en kötü şeydi. Evet, annemi terk ettim; evet, çok istediğim bir çocuğu aldırdım; evet, binlerce kere kaba ve bencil oldum. Ama bir tek bu an, sonsuz kez rüyalarıma girip, kafamda aynı sahneyi peş peşe oynatır ve ne kadar geç olduğunu bilsem de, her şeyin daha farklı bittiğini hayal ederken beni sabahlara kadar uyanık tutar. Ve hala, Del'in benden o son kaçışını, korkusunu unutamıyorum. Peşimi yıllardır bu şekilde bırakmıyor. Bunu yanıma bırakmayacağını bilmem gerekirdi.  
 

 İşte böyle sevgili doslar. Kitap bititğinde nasıl desem kalbimde bir sızı, midem de öküzler sürüsü sabit bir noktaya dakikalarca anlamsızca bakmalar vs. Del için cidden ama ciddençok üzüldüm. Ve biliyorum ki böylesi acı gerçek hayatta da maalesef ki var.  :( 

Unuttuğumuz şeyi 7/24 hatırlamamız dileğiyle - ÇOCUKLAR NE OLURSA OLSUNLAR MASUMDURLAR-

Resulullah (s.a.a) buyurmuştur:
"Çocuklarınıza değer verin, güzel ahlâk öğretin ve onlar için Allah'tan bağışlanma dileyin."[20]


 Ve bu da orjinal kapağımız. Şahsen ben kapaktaki kızı Del'e çok benzettim. Yokuş aşağı inerken sarı saçları uçuşuyordu kısmına cuk diye oturmuş.


Kitap Künyesi
Yazar:Jennifer McMahon
Kitap Adı:Söylemeyeceğine Söz Ver (Bu Gece Birini Öldürdüm)
Orjinal Adı:Promise Not to Tell
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 282
Baskı Yılı: 2012

Konusu 

 Kırk bir yaşındaki okul hemşiresi, Alzheimer hastası olan annesi ile ilgilenmek için kırsaldaki evine dönmüştür. Geldiği ilk gece bir cinayet olur ve küçük bir kız öldürülür. Bu olay, kadının çocukluğunda yaşanan bir başka cinayete esrarengiz biçimde benzemektedir. Sınıf arkadaşları tarafından "Patates Kız" denilerek alay edip dışlanan yoksul arkadaşı Del de otuz yıl önce aynı şekilde öldürülmüştür. Del'in katili asla bulunamamış, o günden sonra küçük kız, hayalet hikâyeleri ve efsanelerde ölümsüzleşmiştir. Şimdi, yeni cinayetin soruşturması kahramanımızı karşı konulamaz bir şekilde içine çekerken, geçmişi ve geleceği korkunç, beklenmedik bir şekilde bir araya geliyor. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil… Ve gençliğinin hayaletleri unutulmaktan çok uzak.



Kitapsız bir tek günümüzün dahi geçmemesi dileğiyle.. Sevgilerle