, , , , , , , ,

KASIM AYINDA OKUDUKLARIM (Rüya Kız||Serpil Kır)

Rüya Kız KASIM AYINDA NELER OKUDU !

Herkese MERHABA...
2016 bitiyor ve umuyorum elinizde güzel anılar kalmıştır.
Benim 2016 yılım bir önceki yıla nazaran her anıyla çok güzeldi. Hala nefes alabiliyorum, sevdiklerim, ailem yanımda,daha ne ister insan.
Elbette 2016 yılında okuduğum kitaplar da var. Hedefim 150 kitaptı ama ben şuana kadar sadece 129 kitap okuyabilmişim. 20 aylık oğlu olan bir anneye göre bence gayet iyi bir sayı.
Ve KASIM AYINDA OKUDUKLARIM 11 kitaptan oluşuyor...


Bir kitap dışında hepsini çok severek okudum. Kısa olarak notlarım, puanlarım ve tavsiye listem olarak mini bir blog yazısına ne dersiniz?

Buyurun o halde...
************
1. Kitap Karen Rose || Beni Özledin Mi?


Bu yazarı çok sevdiğimi daha önceki  yorumlarımda defalarca belirtmiştim.

Bu kitapta da daha önceden tanıdığımız Eyalet Savcı Yardımcısı Daphne Montgomery'in oğlu Ford'un kaçırılmasıyla başlıyor hikaye.  Ama Ford'u kaçıran kişi Öldürmek niyetinde değil.  Sadece Daphne'e bir msj iletmek istiyor. "BENI ÖZLEDİN Mİ?"


Yine ikinci kitaptan tanıdığımız özel ajanımız da olaya dahil oluyor. Zaten daha önce den Daphne'ye vurgun olan ajan, hem Daphne'ye itiraf da bulunacak hemde Ford'u yara olmadan kurtara bilmenin yollarını arıyor. Peki kimdir bu Doug ve Daphne'e den neyi hatırlamasını istemektedir.

Kitap en başından beri sürükleyici bir şekilde başlıyor.  Ve olayları uzatmadan önümüze seriyor.
Bu yüzden yazarı seviyorum. Polisiye/gerilim ve aşk dendiginde aklıma gelen yazarlardan. Ama malesef telifi pahalı olduğu için yayinevi pek sık çıkartmıyor kitaplarını. Yapacak bir şey yok! Olanla idare edeceğiz...
*************
2. Kitap Loretta Chase || Senden Önce Senden Sonra

Inanamayacaksınız ama Kasım ayında sadece iki tane historical romance okumuşum ve bu da ilki. Tavsiyelerine güvendiğim dostlarımın önerisi üzerine Üsküdar Sahaf Fuarından aldım kitabı. Kullanan epey temiz kullanmış.

Sebastian Ballister, Dainler’in adı çıkmış Markisi ve günah için eline oynatması yeter. Her dediği her yaptığı ve her söylediği ilah olmuş bir marki. Bir gün antikacı bir dükkana girerek hayatının en büyük hatasını yapar. Jessica Trent, Kardeşinin bu adı çıkmış adamla birlikte dolanmasına daha fazla göz yumamaz ve Dain'le bir anlaşmaya varır.  Bu anlaşmadan hangisi karlı çıkacak o kısmı meçhul 😁 her ikiside büyük bir mucadele verir duygularıyla. Ne Jessica'nın gönlünü kaptırmaya niyeti vardır ne de Dain'in kalbini açmaya. Bu zeki ve ahlaksızlıklarıyla kendisiyle yarışan kadına haddini bildirmek gibi görev edinir kendine. Kim kazanacak ben biliyorum ama siz bilmiyorsunuz 😄 bu yuzden kitabı arayın bulun ve okuyun.

Yayınevi resmen yazarın serilerini katletmiş! Her serisinden bir iki kitap çıkarmış ve gerisini hayal gücümüze bırakmış resmen.
*************
3. Kitap Beyza Alkoç || KARANTİNA

Büyük sözüme tövbe! Neymiş? Demek ki büyük konuşmamak gerekiyormuş 😄
İş profesyonelliğe ve ekip işine gelince yerli yazar okumama tabuları da kırıla biliniyormuş 😆 iyi ki de kırıldı zira keyifli bir hikaye okudum. Bol macera, gizem ve koşuşturmadan sonra son sayfayı kapadım. Şimdi bekle ikincisi gelsin. Bizim yazarlarımızda öğrenmiş sonu merakla biten seri yazmayı😉 Bayza ALKOÇ Mahşerin Dört Atlısı en iyi örnek.

Pekis siz, "Mahşerin Dört Atlısı" hikayesini bilir misiniz? Bilmiyorsanız artık bu hikâye ile biliyorsunuz...


Zeynep Akay, daha ilk gününü geçireceği okulda bir felaketin ortasında bulur kendisini. Okulda salgın başlamış ve KARANTİNA altına alınmıştır. Keşke Zeynep'i bekleyen tek sürpriz bu olsaydı.

Okul koridorlarında dolanırken yerde yatan bir kızın ölmüş bedeni ile karşılaşır ve tam çığlık atacakken kocaman bir el ağzını kapatır 😍 (bu kısımlarda kalplerimiz gümbür gümbür atıyor). Ve bu el Onur Zorlu'dan başkasına ait değildir.

Onur, Mete ve Burak okulun üç atlısıdır. Zeynep ile kaderleri birleşince artık grubumuz dörtlü olarak devam ediyor ve kendilerine "Mahşerin Dört Atlısı" diyorlar...


Şimdi ki hedefleri okulda bir katil var ve bu katilin kim olduğunu bulmak. Üstelik Okul müdürü Onur'un babasıdır ve itibarını korumak zorundadır.


Karantina kalkıyor ve herkes evine döndüğünde cesedi saklamak için dört atlımız geride kalıyor. Ve bundan sonra olaylar sarpa sarıyor.


"Her şey bir hız treninin aşağı iniş hızında gerçekleşti... Yavaş yavaş çıktık, süratle düştük..."


Çünkü ceset sakladıkları yerde yoktur. Ve bulunduğunda da bütün deliller Onur'un katil olduğunu göstermektedir. Her şey kusursuzca planlanmış, öyle bir an geliyor ki Zeynep bile Onur'dan şüpheleniyor. Onur'un unutkanlık hastalığı da şüpheleri daha güçlendiriyor.



Şimdi Mahşerin Dört Atlısı, büyük bir sınavdan geçerek gerçek katilin kim olduğunu bulmaya ve arkadaşlarını kurtarmaya çalışıyor. Keşke düşündükleri kadar kolay olsaydı her şey.


Bir ara kitabın ortalarındayken son sayfayı okuma dürtümle mücadele ettim. Savaşı ben kazandım ama Onur kaybetti :(

Yani nereden bakarsanız bakın bana göre Onur hep kaybetti.

Kitabın sonunu nerede kesmesi gerektiğini bilen yazarımıza kocaman sevgilerimi iletiyorum :/ Hayır madem orada bitirdin ikinci kitabı ne zaman çıkacak diye de bilgilendirirsen sevinirim. Bölüm başlarını gördünüz mü? O nasıl güzel düşünülmüş? o nasıl güzel bölümle ilgili notlar yazılmış ^^ BA-YIL-DIMMM !


Bir ara Kitapla Mola kızları ile favori bölümümüzü seçmek için epey efor harcadık ve benim favorim tabikisi 16. Bölüm :) tavsiye edilir...

*************
4. Kitap Jennifer McMahon || 29.ODA


Vay canına! Dedirten bir kitap mı istiyorsunuz? O zaman elinize 29. Oda'yı alın.
Öyle herkes bilmiyor bu odanın varlığını,  arayıp bulacak, gizemini kendiniz çözeceksiniz.

2013 yılının Amy, Piper,Jason  ve Margot adlı dört arkadaşın 1989 yılında, henüz çok küçükken buldukları bir valiz ve valizin içinde çıkan notla başlıyor. Ilk defa bu notla 29.ODA'nın varlığını öğreniyoruz. Ama bu oda nerede, ne için kullanılıyor ve kim tarafından yapıldı bilinmiyor.


Sonra geçmişe,  1955 yılına gidiyoruz. Slater ailesi, yol üzerinde inşa ettiği Kule otelinin işletmesini yapiyor. Görünürde mutlu aile tablosu çizen, çeşitli gösteriler düzenleyip müşteri çeken ve  28 odasıda dolu olan bir otel.  Bu kuleye çıkmak iki kardeşe de yasak. Rose ve Sylvie...


Rose her zaman ablası Sylvia'nı gölgesinde kalmış. En cok sevilen Sylvie, en güzel Sylvie ve en değer verilen yine Sylvie. Ama Rose gerçeği biliyor. Ablasında yolunda gitmeyen birşeyler var, o bir canavar, geceleri uykusundan uyanıp vahşi bir hayvana dönen bir kısrak. Ama ailesini ikna edemiyor.


Ve bir gece Sylvie evi terk ediyor. Rose göre, şekil değiştiren Kısrak olan Sylvie, kanatlı pervana böceğine dönüşüyor ve insan formuna dönemiyor.


Bu olaydan sonra Slater ailesi bir daha toparlanmıyor. Aradan geçen yıllardan sonra Rose evleniyor ve Amy adında bir kızı oluyor. Amy için herşey bir macera. En yakın arkadaşları Jason, Piper ve Margot ile Kule'nin gizemini çözmeye çalışıyor.

Karşılaştıkları şeyler bu dört arkadaşın yollarını ayırıyor. Yıllar sonra Margot'dan Amy'nin haberini alıyor ve kasabaya geri dönüyor. Sır perdesi de böylelikle çözülmeye başlıyor.

Başlıyor başlamasına lakin bizimde ömrümüzden ömür gidiyor. Son sayfasına kadar nedir ne değildir diye düşünmekten kendimi alamadığım okunası bir kitaptı.

Jennifer McMahon'un şuana kadar yayınlanan her kitabını okudum. Ve beni bir kez daha mest etti.

Polisiye/Psikolojik Gerilim türünde en iyisi olmaya aday.

Kesinlikle Tavsiye Edilir....

Yayınevin den Yazarın çıkan diger kitapları;

1. SÖYLEMEYECEĞİNE SÖZ VER...
2. KAYIP KIZLAR ADASI...
3. ŞEYTANIN ELI
4. 29. ODA
**************
5. Kitap Gizli Bahçe || Secret Garden

Bir heyecanlıyım bir heyecanlıyım anlatamam!
kitapla_mola Bookstagram turu olarak yine harika bir kitapla güzel işler yapmaya devam ediyoruz.

Efennim bundan yaklaşık altı yıl önce ikizim @_kitapruyasi beni kore dramalarına alıştırmaya çalışıyor.  Bendeki tepki hep aynı "yok efendim sesleri çok kaba, iste neymiş hepsi birbirine benziyormuş" vs vs. klasik cümleler. Sonra gel ben sana bir tane dizi izleteyim fikrin yerle bir olsun dedi. Sadece yerle bir olmadı, o gün bugündür sadece kore dramaları izliyorum.

Çok uzun zaman boyunca kore televizyonlarında hep bir numarada kaldı ve yine çok uzun bir zaman boyunca (üç yıl kadar) ilk 20 den inmedi.

Hal böyle olunca, pek sevgili Olimpos yayınları zekice bir atak yaparak dizinin kitap olmus halini çevirerek bizlere sundu... Tabi biz SECRET GARDEN hayranları önce "acaba" dedik. Zira aklımızda gönlümüzde o mimikler, o ego manyağı haller nasıl kitaba yansır diye düşündük.  Iste biz yine bu kısımda yerle bir olduk. Nasil diziyi izlerken kahkahalarla güldüysek okurkende hakkını verdirdi yayınevi.


Okurken sahnelerin gözümüzde canlanması "aaa bu kısmı hatırlıyorum" dedirten yayinevi candır. Resmen birebir aynıydı dialoglar. Elbette itiraz eden, izlemek kadar zevkli olmaz diyenler olacak. Bence ön yargılı olmadan alın okuyun tekrar düşünün demek gelir elimden.


Pek sevgili cemiyet lideri hala ego manyak, kibirli, zengin, şok olmayalım diye nezaketini dizginleye bilen ve para kazanmada ne kadar iyiyse harcamada da bir o kadar iyi olmaya devam ediyor.


Ah ah nasil da özlemişim bu hallerini.

Aklının ucundan bile geçmeyen pejmürde bir kıza aşık olacağını o da bilmiyordu elbet. Kaderin onun için oynadığı bir oyun olsa gerek bu 😂

Son zamanların furyası olan "Kore den dizi yapalım" nidalarına yerli dizi ile cevap vermeyip kitap haline getirmek, biz okuyucuları ne kadar mutlu etti anlatamam. Tekrar bir teşekkür daha geliyor sana Olimpos!


Diziyi izlemeden kitabı okumayalım demeyin, alın okuyun pişman olmazsınız.

*************
6. Kitap Kathryn Caskie || Aşk Esiri


Uzun zamandır bu kadar keyifli bir historical romance okumadım. Elime aldığımdan beri kikir kikir bir halde bitirdim kitabı 😄
Yedi Ölümcül Günah'a sahip kardeşlerin ikinci kitabı. Ilk kitap "Aşk Bahsi" de en az bu kitap kadar keyifliydi lakin konu ve kurgu olarak Ask Esiri bir tik daha önde 😉

Yıllar yıllaaaaar önce okuduğum favori serilerimden "Sabrina Jeffries'in Sharpe Kardeşler" serisinin kurgu olarak birebir aynısı.
Ama bu okurken zevk almamı engellemedi zira Kathryn de en az Sabrina kadar eğlenceli ve dilogu bol yazıyor. 
Günümüzde ağız tadıyla tarihi aşk romanı okumak epeyce zor, bu yüzden seriye şans vermenizi öneririm. 

Leydi Ivy Sinclair ve kardeşleri Londra'da "Yedi Ölümcül Günah" adıyla tanınmaktadır. Ivy'nin günahıysa kıskançlıktır. Babasının verdiği ultimatonla Lord Tinsdale ile evlenmek zorundadır. Ama Tinsdale'i başka bir leydiye kaptırınca onu geri kazanmanın yollarını arar.
En güzel yol, Tinsdale'i kıskandırmaktan geçer ve bunun için Counterton Markisi'nin yerine geçecek olan aktör Dominic Sheridan'la anlaşır. Counterton Markisini kimse tanımıyorum, adam bir muamma ve Londra sosyetesine hiç girmemiş. Bu da Ivy'nin işini kolaylaştırıyor lakin asıl süpriz kuytu köşelerde Ivy'i beklemektedir.
Kitabın ortalarina kadar "acaba" diye diye geldim ve Ivy den önce süprizle ben karşılaştım. 
Okuyun, keyif alacaksınız...

Unutmadan şuracığa -fuara gidip de 3.kitabı almadan alışverişi bitiren ikizler- diye de not düşelim :)
*************
7. Kitap Sophie Jordan || Ejder Ateşi 
"Kitabi ilk 50 sayfasında sevip sonrasında nasıl nefret edilir " adlı bir çalışma yapılsa tavsiyem bu kitap olur. Şuana kadar sadece iki seri okudum EJDERHA'larla ilgili. Ilki hepinizinde bildiği ve okuduğu  (hemen hemen herkes) Ephesus Yayınlarının Ejder serisi. Ve bu da ikinci. Keşke hiç baslamasaydım da hep bir seri olarak kalsaydı :(

Genelde bayan karakterlerin yaş ortalaması 14-17 yaş olanlar ya kaprisli oluyor ya gereksiz kıskançlık krizlerine giriyor yada bencil oluyor. 
Jacinda da hemen hemen hepsi fazlasıyla mevcuttu. Ama bencillikte level atlayan bir karakter ! Ve işin kötü tarafı bunun kendiside farkında. 
Aman allahım!  Nasıl bir bencillik hemde. Yani şu seriye devam etmeme sebebim kesinlikle JACINDAAA 😡

Yok böyle bir vaka. Hem annesi hemde kız kardeşi sırf ona uygulanacak olan ceza yüzünden sürüyü terk ediyor hemde hayatından memnun değil. Üstelik hata üstüne hata edip ailesini tekrar tehlikenin içine atıyor. Ha sadece ailesini de değil,  koca sürüyü de tehlikeye atıyor. 
Böyle kardeş düşman başına gelmesin o derece...
*************
8. Kitap Aleatha Romig || Hesaplaşma

İlk kitapla bu kadar anlaşmazlığa düşüp 2 ve 3.kitapla bu kadar aşk yaşıyor olmam sizcede ironik değil mi?  😉

Ama sevdim hemde epeyce, her ne kadar Claire'in kulaklarını çinlatsamda iyiydi. Ve Anthony Rawlings!  Adam efsane oldu bir anda. Hele sonlarda bir kanepe sahnesi var akıllara zarar.

Tabiki alıp okuyun :)
*************
9. Kitap John Verdon || Aklından Bir Sayı Tut
Ah ama sen çok iyi bir kitaptın !!! Okumak için neden bu kadar beklettiğime dair bir bilgim yok, bazen yapıyorum böyle hadsizlikler 😉

Emekliye ayrılmış bir polis memurunu bir gece eski bir arkadaşı arar. Arkadaşının anlattığına göre birisi onu takip edip arıyor ve aklından bir sayı tutmasını istiyor. İşin ilginç yanı bu adam aklından tuttuğu sayıyı biliyor. Bu nasıl olabilir diye düşünürken eski arkadaş hunharca öldürülüyor. 

Emekli polisimiz ister istemez kendini bu işin içinde buluyor ve cinayeti çözmeye karar veriyor.

Ilk sayfadan sonuna kadar heyecan ve merakla okunan bir kitap. Serinin yayınlanmış 5 kitabı bulunuyor. Her ay bir tanesini okusam kendime ziyafet vermiş kadar olurum :)
*************
10. KitapAlexandra Monir || Labirent

Umduğumdan daha eğlenceli ve bol gizemli mistik bir kitap. 
Yazarın kalemi çok iyi. Ne gereksiz betimlemeler var ne de anlamsız uzatmalar. Özellikle karakter yaşının 17 olduğunu hesaba katarsak fazlasıyla yaşının hakkını verdiğini söyleyebilirim. 

Ne bencilce hareketler, ne kaprisli tavırlar, ne de hayata isyankar yakarışlar. Herşey yerli yerinde, bir kişi dışında! 

Sebastian Stanhope... 

İngilterenin yirmi birinci yüzyılında Wickersham düşesi  olan on yedi yaşında genç bir kız. 
Anne ve babasını, on sekizinci yüzyıldan beri ailelerine ait olan Wickersham kasabasını ziyaret ettikleri bir gezi sırasında yangında kaybeden Imogen, bu kasabaya küser ve ne çok sevdiği kuzini Lucy ne de dük olan büyükbabasını ziyaret eder. 

Aradan geçen yedi yıldan sonra her ikisinide kaybettiğini öğrenen İmogen, artık hayatta kalan, Rockford Hanedanlığının son üyesidir. Ve Amerika'dan İngiltere'ye, küstüğü topraklara yeni ünvanı ile dönüş yapar. 
Kim düşes olma fikrine karşı koyabilir ki zaten 😆

Çocukluğundan hatıralarında kalan Rockford malikanesinde en çok Labirent bahçesi korkutuyor onu, kasabaya geldiğinde istemsizce elinin tek hareketiyle çıkan alevler, malikanenin bahçesisinde tek dokunuşuyla yeşeren güller ve koca evin içinde duyduğu garip seslerde cabası. 

Hepsinin bir cevabı var, lakin bende İmogen kadar en çok ailesini kaybettiği yangına neyin sebep olduğunu öğrenme derdindeydim.... 

İmogen henüz on yaşındayken aşık olduğu Sebastian'i Lucy'e kaptırır. Yıllar sonra geriye döndüğünde Sebastian pek de dost canlısı bir şekilde karşılamaz yeni düşesi... 

Ve merakla son sayfasına kadar referans yapılmasına bile alışamadığı yeni ünvanı ile birlikte bir çok sırı çözmeye çalışıyor. 
Okunması gereken keyifli bir kitap ve benim çekinmeden tavsiye edebileceğimden...
*************

11. Kitap Kresley Cole || Şehvetin Esiri


Paranormal okumak mı istiyorsunuz? Size önerebileceğim EN İYİ serilerden olur kendisi. Her kitap bir öncekinden çok daha keyifle okunuyor. 
Zaten bilen bilir, ikinci kitap Tutkuların Pençesinde kitabı okunurken Kaderin ve Sebastian Hücum Tılsım'ı yarışlarında, geçmişte kendi hatası yüzünden eşinin ölümüne neden olduğunu düşünen rakipleri Bowen MacRieve'e karşı epey çetin bir mücadele vermişlerdi. Ve Bowen kaybeden ve bizleri epeyce üzen taraf olmuştu. 3. Kitapta da Bowen ve yeni yeni cadı olmaya başlayan Mariketa'nın hikayesini okuyoruz. 

Mariketa elinde olmadan Bowen'e karşı bağlama sihrini kullanır ve Bowen onsuz yapayacak konuma gelir. Şimdi çözmeleri gereken en önemli olay bu sihrin ortadan nasıl kalkacağıdır. Lakin bu sihir gerçek mi yoksa aralarında gerçekten birbirlerine bağlayan duygular var mı emin değiller.  Bu durumda her ikisini en az bizler kadar sinir ediyor. 

Üstelik eski rivayetlere göre,  Mari Bowen'in ruh eşidir. Peki o zaman Bowen'in ölen karısı? 

Tam bu kısımda iyi ki ölmüşlerimiz epeyce bol 😂 kadın baya entrikacıymış bu da spoiler olsun...

Paranormal kitaplarda cinsellik ön planda olur, bunu bilerek okumanızda fayda var. Ama inanın kurgu ve konu olarak sizleri rahatsız edeceğiniz düşünmüyorum. 

Bu seriye şans verin, pişman olmazsınız...

Evet, KASIM AYINDA OKUDUKLARIM bu kadar. İçlerinde bir tanecik kitabı severek okumadım ama o da bu ayın nazar boncuğu olsun...

2016'nın son ayında da aynı keyifte kitap okumak ve okumanız dileğiyle....