, , , , , , , ,

Kitapla Mola Blogtur || SANCAKTARLAR seri incelemesi: Serpil KIR

Kitapla Mola Blog Tur 
"SANCAKTARLAR" Seri İncelemesi 



Efennim herkese merhabalar...
Yaklaşık üç yıldır ortalığı kasıp kavuran "SANCAKTARLAR" diye bir seri var ortalıklarda. Hem doya doya AŞKI okuduğumuz hemde POLİSİYE'nin  heyecanlı satır aralarında kaybolduğumuz bir seri SANCAKTARLAR.

Bizlerde kendimize görev edinip, Kitapla Mola kızları olarak, çokca süprizlerin olduğu, hem gülüp eğleneceğimiz hemde turun sonunda siz okurlardan şanslı olanlarını sevindireceğimiz turumuza başladık. 

Bendeniz Serpil'e düşen kısımlardan ilki, Sancaktar kitaplarını tek tek inceleyip size hatırlatmak.. 

Buyurunuz efennim 😉


AYLARDAN AŞK || Tanem & Yağız Aslan





Tabiki kendilerini çok sevdik^^ hiç öyle kızmalar, gücenmeler olmadı. Aksine bir çok yerde epeyce bir üzülüp, bazı yerlerde de hop oturup hop kalktık.  
Bu kitabın bizlere kazandırdığı efsane karakterler olduğunu da şuracığa not olarak düşelim 😉 malum, okurlarını saç baş kavga ettirecek potansiyele sahipler 😁 

Onlar, kalabalık, hayatlarında sırların olmadığını düşünen, birbirlerine bağlı mutlu bir aile...

Taa kiii, Tanem Sancaktar bir sabah huzurla uyanıp toplantısına yetişmeye çalışana kadar. Son anda gelen bir telefon ve şuursuzca kaçarken geçirdiği trafik kazasıyla o toplantıya hiç giremedi.

Sonrasında uzun bir uykuya dalıp Doktor Yağız Aslan'ın himayesinde kaldı. 
İki yıl süren bu uyku (biz buna koma değil uyku diyoruz😁) artık sona ermeli ve hayata kaldığı yerden devam etmelidir. 
Doktor Yağız’ın da ayrıca Tıp da çığır açacak yeni projesidir Tanem'in hastalığı. Biz yine buna uyurken tedavi diyoruz 😄
Tam da uyandırma işlemleri başlarken birisi ya da birileri uyanmaması için ayrıca bir azim göstermektedir. Odasına düzenlenen saldırı, değişen ilaçlar tedaviyi ertelemektedir. 
Ama doktor civanımız Yağız,  el bebek gül bebek Tanem'i sarıp sarmalar ve tedavinin sonuna gelir. 
Tanem uyanmıştır ama geçirdiği kazaya dair hiç birşey hatırlamamaktadır. 

-Keza hatırlamaması bu durumda olabilecek en iyi şey 😉

Yavaş yavaş sağlığına kavuşmaya başlayan Tanem, kendini en cok Yağız'ın yanında rahat hissetmeye başlar. Etrafında olan komplolardan ve Yağız'ın deneki olmaktan bi haber, mavi gözlü doktorumuza abayı yakmıştır. Tabikisiiiiiii doktor civanımız "o benim hastam" diyerek kendini geri çekiyor ama yeşil gözlere ne zamana kadar dayanacak bilinmez.

Tanem'in hafızası yavaş yavaş yerine geliyor ve bu durum tedirginlik sebebi. Hatırlamayı istemediği o meçhul telefon konusmasında neler konuşuldu bilen birileri var. Üstelik hastanedeki komplolar da bu kez dışarıda devam etmekte. Bu durumu kötüye yormayın hemen! Zira Tanem, Yağız'a yakın olabilmek için bütün şartları değerlendirmekte kararlı. Akıllı kız :)

Ama her güzel anların bir sonu vardır. Mesela Tanem, Yağız'ın projesini elbet birgün öğrenecek, kazaya neden olan ve tüm SANCAKTARLAR ailesini etkileyecek o telefon konuşmasını hatırlayacaktır. Uzun süren bir uyku hali, akıp giden aylar. Zaman, Tanem için artık "AYLARDAN AŞK" deme vaktimidir bilinmez, biz olması için umut edelim...


Kitabın sadece ama sadece bir kısmıydı bu anlattıklarım. Tabiki daha fazlası kitabın içinde.
Biz bu kitapta aile bireyleri ile tanışıyor  onları bağrımıza basıyoruz. Ve belki de en bi sevilen kısmı bir sonraki kitabın sinyallerini veriyor olması :)
Mesela bir sonraki kitabımız, ailenin en deli dolu kızı Asya ve Yağız’ın biricik ve ukala arkadaşı Doruk Akman'ı konuk ediyor...

Hadi ona geçelim; 

AŞKI SEÇTİM  || Asya & Doruk Akman


Az önce de bahsettiğim gibi bu kez Asya ve Doruk neler yapmış neler yaşamış onu okuyoruz. Ama daha öncesinde yazar hakkında size bir tüyo vereyim;
-kendisi kitap sonu kraliçesi olur! Her kitabının sonunda bir sonraki kitaptan spoiler verir ve bizi meraktan,  deyim yerindeyse kudurtur

İşte bizde Aylardan Aşkı böyle bir sonla bitirip, Aşkı Seçtim'e geçiş yapıyoruz. 
Asya ve Doruk, Tanem'in hastane macerasında birbrlerine yakınlaşırlar. Aralarında ukalaca, egoist ve bencilce ama bir o kadar da sevilesi bir aşk doğar.  Ama Doruk Amerika'ya gitmek zorunda kalır. Arkasında hamile Asya bırakan Doruk, döndüğünde bambaşka bir Asya bulur.
Büyümüş, anne olmuş ve kendi işinin patronu olan bir kadınla karşılaşır. Hani bir şarkı sözü vardı "gidişim suskun olmuştu ama dönüşüm muhteşem olacak" diye? Hah! Doruk'un dönüşü de aynı bu şekilde oldu. :) :) :)

-tabikisiiiii de söylemeyeceğim 😄 

Asya'nın hayatına yeni yeni insanlar dahil olmuştur ve bir de yeni bir erkek arkadaşı vardır.  Tabiki bu durum Doruk için kabul edilemez! Lakin Asya inatla kendisi ile savaşa girmeye hazırdır. 
Bir gece iş yerinde çıkan yangın ve evine giren hırsızla hayatı allak bullak olur. Kurduğu düzen yıkılıp dağılmak üzeredir. En büyük desteği Doruk vermek istese de Asya şiddetle karşı koymaya hazırdır. Ama çocukları Yaren'in kaçırılması olayın akışını büyük ölçüde değiştirir. 

-Doruk! Adamım yaaa, nasıl da hala içindeki aşkla dokunur Asya'ya ^^ 

Ikinci kitabımızda da aşk ve polisiye dizginlenemez bir hızla devam ediyor... "AŞKI SEÇTİM" mi diyecekler yoksa gururları ağır mı basacak belli değil, okuyup ögreneceğiz.

Yine bu kitapta şahit olduğumuz -gerçi Sena'nın aşkına ilk kitapta da tanıklık etmiştik- Sena ve Ahmet Sancaktar'ın "biz birlikte olamayız" aşkını üçüncü kitapta nihai sona erdirmeye çalışacağız...

Ahhh ama lütfen!  Sonların kraliçesi bizi üçüncü kitaba meraksız mı bırakacaktı? Yine şanına yakışan bir sonla devam ediyoruz...


YOLUM AŞKA DÜŞTÜ || Sena Tekin & Ahmet



Sena, Sancaktar ailesinin yanında büyümüş ve hepsi ile kardeş gibidir. Tek bir kişi dışında! O da, ailenin en haylaz, en lakayt, en çapkın, en en eeeennnnnn bir çok şeyi olan ve onu seven kızı öptüğünde "sen benim kardeşim gibisin, bu bir hataydı" diyebilen Ahmet Sancaktar. 
Sena'nın Ahmet'e olan ilgisini bilmeyen yoktur. Ahmet de biliyor olabilir belki ama çaktırmıyordur kim bilir 😁

Sena'mız en genç akademisyen, işinde başarılı ve herkesce sevilen, yağmurlu bir havada en fazla elli kilo gelebilen cıtı pıtı bir kız 😉

Artık aşkını kalbine gömen Sena, nişanlanır ve Ahmet'e olan aşkını tarihin tozlu sayfalarına bırakır. 
O dese de siz inanmayın tabi. Zira kaçan balık büyük olur misali şimdi de Sena, Ahmet için kıymete binmiştir 😂 

Sena'nın öğrencisi cinayete kurban gitmiştir. En son görüldüğü yer de Sena'nın yanıdır. İşin çok daha ilginç yanı, Sena'nın evindeki saksıda bir mektup bulunmuş ve şimdi de tek şüpheli kendisi olmuştur. Uzakta olan nişanlısını telaşlandırmamak için en yakın arkadaşından yardım istemek için Asya'yı aramıştır. Gel gör ki telefona Ahmet çıkar ve olaya dahil olur.

 "YOLUM AŞKA DÜŞTÜ" diyen herkes bu ikiliyi çok sevecek, bizi deli etmesine rağmen Ahme'e aşık olacaksınız garantisi veriyor yazar😉

Çok direndi, aşkı ile mücadele etti ama karşısında Ahmet Sancaktar olunca bir yerlerde yelkenleri suya indirmek zorunda kaldı.  Ama inanın bu o kadar kolay olamayacak. Peşinde bir katil var ve bütün suçu Sena'ya yıkmakta kararlı. İşin içinden sıyrılmak epey zor ve en büyük destekçisi yanıbaşında. Peki bu durum, karşılıksız olan bir aşkı ikili duruma düşürecek mi ya da nasıl düşürecek kitabın içinde saklı. 

Ve geçiyoruz yayınlanmış son SANCAKTARLAR kitabına...

Benim icin efsane olan,

AŞKIN KOKUSUNU ALDIM  || Barış Dağlı & Serra 



Hepimiz Serra'yı soğuk nevale olarak tanıdık.  Ve elbettenin en büyük elbettesi ile üçüncü kitapta yine bir merak tufanında kalıp dördüncü  kitabı bekledik. Kendinden yaşça küçük Fırat ile aşka yelken açan Serra'yı en son, hem kendi ailesi tarafından hemde Fırat'ın abisi tarafından topa tutulur bir durumda bırakmıştık.

Barış Dağlı,  namı deger bir zamanların efsane futbolcusu, şimdinin başarılı antrenörü. Erkek kardeşi Fırat, onun için çok kıymetli. Bir baba gibi de yakın olmaya çalışır ona. Fırat'ın Hata yapmasına engel olmak için bir gün Serra'nın karşısına çıkan Barış, karşısına gelen Serra'nın soğuk duruşuna ve igneliyici sözlerine maruz kalır. Ama kararlıdır, Fırat hata yapmadan durdurulmalı ve bu ilişki bitmelidir. Halbuki kimse bilmiyor Serra'nın, abisi Mehmetten intikam almak uğruna Fıratla bir oyunun içinde olduğunu. 
Oyun içinde cinayet, aşkın içinde de umutsuzluk var. 

Barış Dağlı'nın geçmişi sırlarla dolu, çözülememiş bir bulmaca gibi insanı merakta bırakıyor. Anahtar kelime "AŞKIN KOKUSUNU ALDIM".
Serra ve Barış yanyana geldiğinde, imkansızlığın kurbanı mı olacaklar yoksa el ele tutuşup yollarına mı devam edecekler bilinmez. Ama bu aşka şahit olmayı çok seveceksiniz. İnsanın hayatından her zaman bir Dağlı Barış geçmiyor ne de olsa 😉

-serimiz bitiyor ama yine altın kuralı bozmadan, en büyük ağabey Mehmet Sancaktar'ın da spoilerini yiyoruz 😆 

Yazar hala yazım aşamasında 
Müthiş bir kurgu ve hikâyenin de yolda olduğu haberini vereyim sizlere ^^ çok sevin beni ❤



Kitapla Mola kızları çok çalışıyor,  suprizler yolda. Demem o ki bizi takip etmeye devam ediniz...

Karşınıza bir adet Sancaktar erkeği ya da Kızı çıkması dileğiyle, Aşkla kalın...